HOME PAGE  010   012
 Rus Harflere  Orijinal Metin  Türk Harflere   ---       YUNUS EMRE !       ---




Nitekim ZELHA verir YUSUF un nişanını
Dirlik budur maşuka, Aşık yolunda öle
Sorarlar ise eydem aşıkın burhanını
*** ***
BELKIS ile SÜLEYMAN aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını
Gökteki HARUT MARUT, Aşk için indi yere
Zühre yüzün görünce unuttu rahmanını
*** ***
FERHAD bu aşk yolunda başın külünge tuttu
HÜSREV ŞİRİN derdinden dosta verdi canını
LEYLA ile MECNUN işi aceb gelir bu halka
Abdurrezzak terketti aşk için imanını
Zamane vefaları cefa gelir Yunus'a
Bir doğru yar bulunca feda kılar canını
*** ***
Burhan : Delil
Güzaf : Bos laf
Külüng : Kazma


SEVEREM BEN SENİ CANDAN İÇERİ

Severem ben seni candan içeri
Yolum vardır bu erkandan içeri
Beni sorma bana benden değilem
Suretim boş yürür dondan içeri
*** ***
Tecelliden nasib erdi kimine
Kiminin maksudu bundan içeri
Senin aşkın beni benden alıptır
Ne Şirin dert bu dermandan içeri
*** ***
Şeriat tarikat yoldur varana
Hakikat Marifet andan içeri
SÜLEYMAN kuş dili bilir dediler
SÜLEYMAN var SÜLEYMAN dan içeri
*** ***
Unuttum din diyanet, kaldı benden
Bu ne mezheptir, dinden içeri
Dinin terk edenin küfürdür işi
Bu ne küfürdür imandan içeri
Geçer iken Yunus şeş oldu dosta
Ki kaldı kapıda andan içeri
*** ***
Suret : Yüz, dış görünüş
Don : Elbise
Tecelli: Görünme, belirme
Gün : Gündüz, güneş
Şeş olmak: Karşılaşma, raslamak


BULDUK OL CANI

Aşk ile ister idik yine bulduk ol canı
Gömlek edinmiş giyer suret ile bu teni
Girmiş surette geçer, cümle işleri düzer
Geri kendiye söyler, gevher ile bu kanı
*** ***
Bu dünya bir pazardır, suretler dükkan olmuş
Bu dükkana giriben, oldur satan bu kanı
Bir niceler kayırır, bunca malım kaldı der
Veren oldur alan ol, sormaz nedir ziyanı
Yunus imdi sen senden, ayrı değilsin candan
Sen sende bulmaz isen, nerde bulasın anı
*** ***
Suret : Yaratılmış şeyler
Kan : Maden


BİR SAKİDEN İÇTİK ŞARAP

Bir sakiden içtik şarap, Arştan yüce meyhanesi
Ol sakinin mestleriyiz, canlar onun meyhanesi
Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur
Bir şemdir burda yanan, güneş onun pervanesi
*** ***
Aşk oduna yananların, Kulli vücudu nur olur
Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi
Ondaki mest olanların, "Enel hak" tır sözleri
Hallac Mansur gibidir en kemine divanesi
*** ***
Ol meclisin bekrileri, şol şah-ı Edhem gibidir
Belh şehrinde yüzbin ola her guşede viranesi
Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil
Bilmezmisin cahillerin nice geçer zamanesi
*** ***
Saki : İçki dağıtan
Mest : Sarhoş
Peymane: Kadeh
Şem : Hepsi
Zebane : Alev
Kemine : En aşağı
Bekri : Sarhoş
Guşe : Köşe
Cezbe : İlahi sarhoşluk hali


SÖYLEYEMEM

Ey yarenler eydemezem, canım neye yandığını
Dil ile vasfedemem, gönlümü kim aldığını
Gönlüm dolu sığmaz dile, Aşıktır ol kim hal bile
Aşk niceyi verdi yele, anlayamaz nolduğunu
*** ***
Aşktan haber bilenlerin, Aşk derdiyle dolanların
Küfrü iman olanların, ayıplaman güldüğünü
Ağlamak gülmektir aşıka, dirilmek ölmektir aşığa
Kahr ile lütfü bir bilir, bilmez melul olduğunu
*** ***
Aşık yunus eyledi lal, Yunus kanı aşka helal
Koy verin etsin paymal, görmesin ayrıldığını
*** ***
Eydemezem : Söyleyemem
Vasfetmek : Tasvir etmek
Melul : Üzülen
Kahr : Güçlük, zor
Lütuf : İhsan, iyilik
Paymal : Ayak altında çiğnenmiş


EZELDEN VAR İDİ

Ezeliden var idi, canımda bu aşk odu
Eşkere etmez idim, bilirdim ki dost koydu
Ben razıyam bu yolda, günde bin kez yanarsam
Şekerden daha tatlı, şirindir aşkın tadı
*** ***
Aşk anadan doğmadı, kimseye kul olmadı
Hükmüne kıldı esir, cümle bilişi, yadı
Aşka mecnun olanlar, assı ziyandan farig
Korkmaz ıssı soğuktan, pes ne biliser odu
*** ***
Ezeli : Evveli olmayan
Eşkere : Açıklamak
Biliş : Tanıdık
Yad : Yabancı
Assı : Kazanç, kar
Is : Sahip
Farig : Vazgeçmiş


SIRRA ERDİM

Ben bunda seyr eder iken, aceb sırra erdim ahi
Bir siz dahi sizde görün, dostu bende gördüm ahi
Bende baktım bende gördüm, benim ile BiR olanı
Suretime can vereni, Kimduğini bildim ahi
*** ***
İsteyuben bulamazam, o ben isem ya ben hani
Seçemedim ondan beni, bir kez o oldum ahi
Maşuk benimledir bile, ayrı değil kıldan kıla
Irak sefer bizden kala, dostu yakın gördüm ahi
*** ***
Munim oldum yoksul iken, benim oldu kevn-i mekan
Yerden göğe magrib meşrik, yere göğe doldum ahi
Nitekim ben beni bildim, bu oldu ki HAKKI buldum
Korkum onu buluncadı, korkudan kurtuldum ahi
Yunus kim öldürür seni, veren alır tatlı canı
Bu canlara hükmedenin, kim olduğun buldum ahi
*** ***
Acep : Garip
Ahi : Kardeş
Kimduğini: Kim olduğunu
Munim : Nimet veren(Hak)
Kevn-i Mekan :Var olan her şey
Magrib, Meşrik : Doğu, Batı


AŞK BAHRİSİ

Benem ol aşk bahrisi denizler hayran bana
Derya benim katremdir zerreler umman bana
Kafdağı zerrem değil ay u güneş bana
Haktır aslım şek değil, Murşittir kuran bana
*** ***
Yok iken ol barigah, var idi ol padişah
Ah bu aşk elinden ah, dert oldu derman bana
ADEM yaratılmadan can kalıba girmeden
Şeytan lanet olmadan arş idi seyran bana
*** ***
Yaratıldı MUSTAFA, yüzü gül gönlü safa
Ol kıldı bize vefa, ondandır ihsan bana
Şeriat ehli ırak eremez bu menzile
Ben kuş dilin bilirim, söyler SÜLEYMAN bana
Yunus bu halk içinde eksikliktir HAK bilir
Divane olmuş çağırır, dervişlik buhtan bana
*** ***
Bahri : Bir cins deniz ördeği, deniz
Derya : Deniz
Katre : Damla
Umman : Okyanus
Zerre : En kucuk parca
Murşit : Rehber, Hak aşığı, Şeyh
Arş : Göğün en yüksek katı
Safa : Berraklık
Vefa : Sözde durma,
İhsan : Lütuf, bağış
Şeriat : Kuranın yüzeysel emirleri
Ehil : İş bilen
Menzil : Varılacak hedef
Buhtan : İftira


NİTELİĞİM SORAN

Niteliğim soran işit hikayet
Su vu toprak od u yel oldu suret
Dört muhalif nesneden dört duvarın
Sazıkar eyledi verdi keramet
*** ***
Yel ile toprağı kıldı muallak
Su içinde odu tuttu selamet
Rızkı ömrü tamam eyledi henüz
Şeş cihet olmadan tuttugu kisvet
*** ***
Baki tertiplerimi şerh edeyim
İnayet mevcudu sem'u basaret
Aklımın haberi bugünkü değil
Onu er derisen evvelki ayet
Yunus ile bu ne denli nasibim
Gönül dost durağı, dilim şehadet
*** ***
Sazıkar : Uygun
Muallak : Asılı, havada duran
Şerh : Açıklama
İnayet : Yardım
Sem : İşitme
Basaret : Görme


AŞK İMAMDIR BİZE

Aşk imamdır bize, gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü daimdir salat
Dost yüzün göricek, şirk yağmalandı
Anıncun kapıda kaldı şeriat
*** ***
Gönül secde kılar, dost mihrabında
Yüzün yere vurup kılar münacat
Münacat gibi vakt olmaz arada
Kim ola dost ile bu demde halvet
*** ***
Şeriat eydur, sakın şartı bırakma
Şart ol kişiye kim ede hiyanet
Erenler nefesi devletli rumuz
Onunla fitneden olduk selamet
"Beli" kavlin dedik evvelki demde
Henuz bir demdir, ol vakt u bu saat
*** ***
Derildi beşimiz, bir vakte geldi
Beşi bir eyleyip, kim kıla taat
Biz kimse dinine hilaf demeziz
Din tamam olucak doğar muhabbet
*** ***
Doğruluk bekleyen dost kapısında
Gümansız ol bulur ilahi devlet
Yunus ol kapıda kemine kuldur
Ezelden ebede dektir bu izzet
*** ***
Şirk : Allaha ortak koşma
Mihrab : Kıbleyi gosteren yer
Münacat : Yalvarma
Halvet : Yalnız kalma
Beli : Yaratılan ruhların Allaha verdikleri söz
(Evet sen rabbimizsin anlamında)
Rumuz : İşaret, söz, simge
Fitne : Hile, ayartma
Kavl : Söz
Derilmek : Düzenlenmek
Hilaf : Karşı, aksi
Güman : Şüphe
Kemine : Aciz, en değersiz


AŞIKLARA DİN NE HACET

Din umillet sorar isen, aşıklara din ne hacet
Aşık kişi harab olur, harab bilmez din diyanet
Aşıkların gönlü gözü maşuk diye gitmiş olur
Ayruk surette ne kalır kim kılısar zühd u taat
*** ***
Taat kılan uçmağ için din tutmayan tamu için
Ol ikiden farig olur, neye benzer bu işaret
Her kim dostu sever ise, dosttan yana gitmek gerek
İşi gücü dost olucak, cümle işten olur azat
*** ***
Onun gibi maşukanın haberini kim getirir
CEBRAİL-İ MURSEL sığmaz, böyle olundu işaret
Soru hesap olmayısar, dünya ahret kovana
MUNKER u NEKiR ne sorar terkolucak cümle murad
Havf u reca gelmez onda varlık yokluk bırakana
İlm u amel sığmaz onda ne terazi var ne sırat
*** ***
Ol kıyamet pazarında her bir kula BAŞ kaygısı
Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet
*** ***
Hacet : İhtiyaç
Di˜anet : Dini kurallar, yordamlar
Farig : Vazgecmek
Havf u reca : Korku ve ümit


CIKTIM ERiK DALINA

Çıktım erik dalına anda yedim üzümü
Boştan ıssı kakıyıp, der ne yersin kozumu
Ağrılık yaptı bana, buhtan eyledim ona
Çerçi de geldi dedi, niye aldın kuzumu
*** ***
Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana, bandım verdim özünü
İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar, gelsin alsın bezini
*** ***
Bir serçenin kanadın, kırk katıra yüklettim
Çift dahi çekemedi, şöyle kaldı kazını
Bir sinek bir kartalı salladı urdu yere
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu
*** ***
Bir kut ile güreştim, elsiz ayağım aldı
Güreşip basamadım göyündürdü özümü
Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana
Öylelik yola düştü, bozayazdı yüzümü
*** ***
Balık kavaga çıkmış, zift turşusu yemeğe
Leylek koduk doğurmuş baka şunun sözünü
Gözsüze fısıldadım sağır sözüm işitmiş
Dilsiz çağırıp söyler dilimdeki sözümü
*** ***
Tosbağaya sataştım, gözsüzsepek yoldaşı
Sordum sefer nereye, Kayseri'ye azimli
YUNUS BİR SÖZ SÖYLEDİN,HİÇ BİR SÖZE BENZEMEZ
MUNAFIKLAR YÜZÜNDEN ÖRTTÜN MANA YÜZÜNÜ
*** ***
Issı : Sahibi
Kakımak: Kızmak
Koz : Ceviz
Buhtan : İftira
Çerçi : Seyyar satıcı
Becid : Acele
Küt : Kötürüm
Göyündürmek : Kendi kendine yanmak
Koduk : Sıpa
Gözsüzsepek : Köstebek
Munafık: İçi dışı bir olmayan, sahte müslüman


SÖZLERİN ASLI

Ey sözlerin aslın bilen, gel de bu söz kandan gelir
Söz aslını anlamayan, sanır bu söz benden gelir
Söz karadan aktan değil, yazıp okumaktan değil
Bu yürüyen halktan değil, halık avazından gelir
*** ***
Ne elif okudum ne cim varlığındandır kelecim
Bilmeye yüzbin müneccim, taliim ne ıldızdan gelir
Şule bize aydan değil, Aşk eri bu soydan değil
Rızkımız bu evden değil, derya-yı ummandan gelir
*** ***
Biz bir bahane arada, Ayruk de elden ne gele
Hak cun emir eyler, Cana bu keleci andan gelir
Yunus bir dert ile ah et, Kahr evinde neyler rahat
Bu derde derman keffaret, bir ah ile suzdan gelir
*** ***
Kandan : Nereden
Halık : Yaratan, Allah
Elif, cim : Arap alfabesinden harfler
Keleci : Söz
Müneccim : Yıldız falcısı
Ildız : Yıldız
Şule : Işık
Rızk : Nimet
Ayruk : Başka
Kahr : Dert
Derman : İlaç, şifa
Keffaret : Karşılık
Süz : Yanıp tutuşma


KOĞIL ÖLÜM ENDİŞESİN

Koğıl ölüm endişesin, Aşıklar ölmez bakidir
Ölüm aşıkın nesidir cun nur-u ilahidir
Ölümden ne korkarsın çünkü hakka yararsın
Bil ki ebedi varsın, Ölmek fasid işidir
*** ***
Kal u bela denmeden, Kadimde bile idik
Biz bir uçar kuş idik , vücut can budağıdır
Yunus beşaret sana, gel derler dosttan yana
Ol kimseye ol ana KULLUN YERCİ aslıdır
*** ***
Koğıl : Bırak
Fasid : Fesatcı, bozguncu
Kal u bela : Yaratanın, Rabliğini ruhlara onaylattığı söz
Kadim : Ezel, öncesi olmayan zaman, Allah
Biliş : Tanışıklık
Beşaret : Müjde
Kullun yerci : Herşey döner (Haktan gelen hakka dönecektir)


AŞIKMIDIR

Canını aşk yoluna vermeyen aşık mıdır
Cehdeyleyip ol dosta ermeyen aşık mıdır
Dost sevgisin gönülde, can ile berkitmeyen
Tul-i emel defterin dürmeyen aşık mıdır
*** ***
Nefs arzusundan geçip, aşk kadehinden içip
Dost yoluna er gibi, durmayan aşık mıdır
Dün ü gün ü riyazetde halvetlerde diz çokup
Sohbetlerde baş çatıp, durmayan aşık mıdır
*** ***
Yunus imdi ol dostun, cefasına sabreyle
Yüreğine aşk odun, Urmayan aşık mıdır
*** ***
Cehd : Gayret
Berkitmek : Pekiştirmek
Tül-i emel : Aşırı isteklerden oluşan emeller
Nefs : Öz varlık, can, arzular emeller kaynağı
Riyazet : Nefs terbiyesi
Halvet : Yalnızlık
Cefa : Zorluk, sıkıntı
Od : Ateş
Urmak : Vurmak


HAKİKATIN MANASI

Hakikatin manisin şerh ile bilmediler
Erenler bu dirliği, riya dirilmediler
Hakikat bir denizdir, şeriattır gemisi
Çoklar gemiden çıkıp, denize dalmadılar
*** ***
Bunlar gelip kapıya, şeriatta durdular
İçeri giribeni ne vardır bilmediler
Dört kitabı şerh eden, Asidir Hakikatte
Zira tefsir okuyup, Manisin bilmediler
*** ***
Yunus adın sadıktır, bu yola geldin ise
Adın değşirmeyenler, bu yola gelmediler
*** ***
Hakikat : Gerçek, sırların açıldığı makam
Şeriat : Din yolunda dışsal emirleri içeren başlangıç aşaması
Tefsir : Açıklama


VÜCUD ŞEHRİ

İşbu vücud şehrine bir dem giresim gelir
İçindeki sultanın yüzün göresim gelir
İşidirim sözünü, göremezem yüzünü
Yüzünü görmekliğe, canım veresim gelir
*** ***
Erenlerin sohbeti, arttırır marifeti
Bi-dertleri sohbetden, her dem süresim gelir
Miskin Yunusun canı, dört tabiat içinde
Aşk ile can sırrına pinhan varasım gelir
*** ***
pinhan : Gizli


AŞK ÖDÜ

Aşkın ödü ciğerimi yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı çeke geldi çeke gider
Kar etti firak canıma, Aşık oldum sultanıma
Aşk zincirin dost boynuma, taka geldi taka gider
*** ***
Arada olmasın naşı, onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi aka gider
Aşık Yunusun sözleri efgan eder bülbülleri
Dost bahçesinde gülleri, koka geldi koka gider
*** ***
Firak : Ayrılık


SEMA

Bu sema'a girmeyen sonra peşiman olur
Erişir bizim ile ser-be-ser düşman olur
Dosttur bizi okuyan, üstümüzde şakıyan
Şimd'üçbuçuk okuyan derin Danışman olur
*** ***
Hey biçare Danışman, Et dervişi dervişhan
Dervişlere erişen, işine pişman olur
YUNUS eydur MEVLANA, epsem otur yerinde
Bu sohbete doymayan sonra sevişken olur
*** ***
Epsem : Dilsiz


ARİFLER ORTASINDA

Arifler ortasında Sufilik satmayalar
Cun Sufiye ihlas oldu, Aşka riya katmayalar
Ya gel bildiğinden eyit, yahut bilenlerden işit
Teslimin ucun tutup, hiç sözü uzatmayalar
*** ***
Kuran'ı virip idi, gönüle evim dedi
  <<<< 011 >>>>